Önce coğrafyanın doğusundan başlayarak dilleri, kimlikleri, kültürleri yok saydılar.
Savaşa girilmediği halde terördür, isyandır, bölücülüktür diyerek yaktılar, yıktılar, katlettiler.
Bilmem nerelerden dörtnala gelip, mekân tuttukları coğrafyanın kadim halklarına ait ne varsa yok ettiler.
Büyük oranda başardılar da.
Şimdi sıra, epeydir sistemli olarak yüklendikleri, doğu yok edilirken destek veren batıya doğru devam ediyorlar.
Doğu da zaten zulüm, vahşet, hukuksuzluk bitmiyor.
Kan dondurucu görüntüler muhalefet veya iktidarlar, hatta toplumun çoğunluğuna rahatsızlık bile vermiyor.
Siviller Filistinli, üniformalılar İsrail veya başka ülkeye ait değil çünkü.
Siyasetin kirli dili, fezleke, teskere zavallılıkları kaldığı yerden aynen devam ediyor.
Sahiller, araziler, yer altı, üstü kaynaklar yağmalanıyor, ormanlar pervasızca yakılıyor yine.
Üstelik artık şu yaktı, bu yaptı deme, hep hedef gösterdikleri birilerini linç etme gereği de duymuyorlar.
Öylesine, rahat, pervasız, korkusuzlar.
Kurmakla övündükleri ülkeyi bitiriyorlar adım adım.
Zamlar, yoksulluk, hukuksuzluk, tehditler sıradanlaştı.
Alkışlayanlar, destekleyenler, tekçiler, dinciler, yasakçılar, her biri dünyaya bedeller nerelerine kına mı yakarlar bilemiyorum.
Yaşamdan, yaşatmaktan, insandan, doğadan yana olmayan ne varsa hepsine tüm dillerden LANET OLSUN.
Not: Parti, şahıs, örgüt ismi zikretmek konu dışıdır.