Kafesler

Ülkeyi, toplumu içinde tutacakları kafesler gibi görüyorlar. Ya da öyle olsun istiyorlar.

Kafesler

Sırça köşklerinde oturup dizayn ettikleri kafesler üzerinden destanlar yazdırıyor, keyif çatıyorlar.
Zaman zaman kendileri de göstermelik rol alarak eğlencenin dozunu arttırmayı çok iyi başarıyorlar.
Rengi, yüksekliği, aksesuarı nasıl olsun?
Adı şu mu, bu mu olsun?
Deve başı mı olsun, at kuyruğu mu?
Önemi yok.

Yeter ki kafestekiler uyanmasın, dışarı çıkmaya çalışmasın.
Çıkmak isteyenlere karşı öncelikle içeriden engel olunsun.
Bu yüzden kavgaların büyüğü içeride yaşanıyor.

Kafeslerin vatanları değil, esaretleri olduğunu bilen zelal yüreklerle, kutsal gören, savunan sürülerin çatışması muktedirlere büyük zevk veriyor.

İçeride ki kavgaları yetersiz bulduklarında yeni baskılar, dayatmalar, yasaklar koymakta, felaketler yaratmakta zorlanmıyorlar.

” Koyunlardan oluşan bir toplum kurtlardan iktidarlar yaratır…”
Derken haksız değildi Edward MURROV.
Kafesleri, zincirleri kabul etmeyen, boyun eğmeyen, eğmeyecek olan zelal yüreklere tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu