Rüya ile ölüm
Hiç rüya gördünüz mü?
Mutlaka görmüşsünüzdür, bel ki her gece,
Canınız sıkılmasın hiç öldünüz mü demeyeceğim,
O kadar çok benzerler ki birbirine,
İkisi de bildiğimiz yaşadığımız dünya dışında bir olgu,
İkisinde de fiziksel beden yok,
Ama ikisi de beden taşıyor,
Bedensiz dolaşmıyor,
İkisi de içinde bulunduğumuz dünyanın dışında,
Rüyada fiziksel olan beden yatakta,
Ölümde ise mezarda toprak altında,
Beden toprak olmuş olmamış önemli değil ,
Zira o bu dünyanın malı, zaten özü toprak, yabancı değil toprağa,
Dünyaya ait fiziksel her nesne dünyada kalır,
Rüyada sevinçler var, üzüntüler var, bedenen acılar var ,
Ancak yataktaki bedenle bir bağlantısı yok, bir ilişkisi yok,
Yataktaki beden hiç birinden etkilenmiyor,hissetmiyor ,
Sevinçli güzel rüyalarda uyanmak hiç hoş gelmez insana,
Ah keşke uyanmasaydım ,
Kim uyandırdı,
Niçin uyandırdınız diye sitem ederiz,
Üzüntülü acı hissedilen rüyalarda da uyandığımız da iyi ki rüyaymış
demekteyiz,
Aynı cennete giden bir insanın, yeniden dünyaya gelmek
istememesi gibi,
Cehenneme gidenin de dönsem de tövbe etsem günah işlemesem
demesi gibi ,
Rüya ölüm sonrasını algılamamızı sağlamakta,
Bizi uyarmakta ve ölüm konusunda bizi eğitmekte, tabi ki anlamak
lazım, algıyı açık tutmak gerekir.
Rüyada nasıl fiziksel bedenimize ihtiyaç duyulmuyorsa,
Öldükten sonrada mezarda ki bedene de ihtiyaç duyulmayacak,
Çürümüş kemiklerin dirilmesine gerek kalmayacak,
Çünkü zaten beden kendisiyle beraber bulunmaktadır,
Fiziksel olmasına gerek yok,o ayrı boyutta o beden yine vardır.
Nasıl rüyada ,aynı yatakta karı koca olmasına rağmen birbirlerinden
farklı rüyalarda ve bedeni taşıyormuşçasına bir alemde
bulunuyorlarsa ,
Ölen insanlarda aynı mezarda olsalar bile ölüm sonrası alemleri
farklı olabilmekte ,