Rivayet edilir ki, asırlar öncesinin, gözü savaştan başka bir şey görmeyen zalim komutanı barıştan, huzurdan söz edenlere aynı yanıtı verirmiş.
” Kan ve gözyaşı kahramanların hayat iksiridir. Bunlar da sadece savaşta vardır. ”
Anlaşılıyor ki hangi çağda olursa olsun kural geçerli olmuş.
Öyle ki her çağda savaş isteyenler, daha fazla öldüren, kan akıtan, gözyaşı döktürenler, hamaset çığırtkanları kahraman sayılmış, hak etmedikleri rütbeler almışlar.
Tarih boyunca ve günümüzde ise barış, huzur, eşitlik, yaşamdan yana olanlar cezalarla, işkencelerle, ölümlerle bedel ödemişler, ödüyorlar.
Koşullar ne olursa olsun doğruları söyledikleri için oradan oraya savrulmuşlar.
Değil dokuz kovulacakları köy kalmamış.
Tüm alanlar hamasetçilere, yalancılara, ölüm kutsayıcılarına kalmış.
Her an, her dönem tanık oluyoruz.
Çok değil 24 saat sonra yeniden tanık olacağız mesela.
Sanki ülke hep güllük gülistanlıkmış, kadın cinayetleri, çocuk katliamları, yolsuzluklar, adaletsizlikler, yağmalar hiç olmamış gibi hamasetler, aynı nutuklar tavan yapacak.
Hurafelerle süsleyip tören üstüne tören yapacaklar.
Güncel sıkıntıların üstü kapatılacak yine.
Ne zamlar kalacak, ne şaibeli dayatmalar, ne uzayıp giden yokluk kuyrukları, ne geçim sıkıntısı.
Savaş isteyenlerin sızlamaması, ağlamaması gerekiyor bu durumda.
Tercihlerini böyle kullanmışlar, kullanıyorlar.
Oysa bilinmelidir ki;
Barış olmadan yaşam, huzur olmaz.
Her zaman, her koşulda barıştan yana zelal yüreklere tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.
Kadir Dağhan’ın diğer yazılarına ulaşmak için TIKLAYINIZ.
