İsteyen Aya gitsin, isteyen saraya, pazara, maça, parası varsa markete, tatile, seyahate.
Ahlaksız, akılsız, ayırımcı uygulamalar yüzünden zaten dışarı bir yere çıkamıyorum kendi adıma.
Çıkartmıyorlar.

Virüs de uygulayanlar gibi ayırımcı, akılsız, keyfi davranıyor.
İsteyen parti kursun, isteyen ittifak.
İsteyen kımız içsin, isteyen ayran, aslan sütü ya da ejder suyu.
İsteyen gökyüzüne baksın, isteyen yeryüzüne, önüne, arkasına.

1,5 yaşında ki çocuğunu komşuya bırakıp intihar eden ailenin çaresizliğini görmedikten sonra anlamı var mı?

Kendisine uzatılan mikrofonda;

” Hiçbir ceza almayacağını bilseydin nasıl bir suç işlerdin? ” sorusuna;
” En az 20 Ermeni’nin kellesini keserdim. ” diye yanıtlayan kadını, hatta böyle kafaların olduğu bir coğrafyada yaşamanın ölümcül vahametini görmedikten sonra ne önemi var?
İsteyen istediği yere gitsin, istediği yöne baksın.

” Bulutlara boş gözlerle bakarsan işinde ilerleme sağlayamazsın. ”
Der bir Maya atasözü.
İnsani, vicdani, adaletli gözlerle bakmadıktan, yaşananları, zulümleri, yoksullukları, haksızlıkları görmedikten sonra anlamsızdır.

Hiçbir şey görülmez. Görülmüyor da.
Bir asırdır görülmediği gibi.
Hep zelal bakan tüm zelal yüreklere tüm dillerden SELAM OLSUN.