Bir çocuğun koşullar ne olursa olsun hayatta kalma mücadelesini temel alan kitap kısa öykülerden oluşuyor.
Her öykü birbirinden inanılmaz, ibretlik derslerle doludur.
Kendi adıma en etkilendiğim ” boyalı kuş “bölümünü, güncelde hep yaşadığımız süreç olarak görüyorum.
Çocuğun yanına sığındığı sadist kuşçu, sık sık kuşları boyayarak salmaktadır.
Boyalı kuşu, yabancı sayan hemcinsleri tarafından nasıl dışlandığı, öldürüldüğü, kuşçunun keyifle izlemesi bölümü etkileyici olmanın çok üstündedir.
Asırların hatta günümüzün de toplumsal yansımasıdır bana göre.
Herkes birbirini boyuyor, sistem de herkesi.
Farklı olan ne varsa, diğer farklılar tarafından linç ediliyor, parçalanıyor, dışlanıyor, katlediliyor.
Toplumlar, muktedirin özenle yarattığı büyük kafesin içine koyduğu boyalı kuşlardan farksız.
Muktedirler, duruma ve ihtiyacına göre, birilerini kendileri gibi olanların arasına salıp parçalatıyor.
Bazen bir kalem, bir kitap, sanatçı, yazar, müzisyen, bir siyasetçi.
Farklılıklara tahammül etmeyen, kendilerinden başkasını tanımayan, kibirli, burunlarından kıl aldırmayan, her an linç etmeye hazır kesimler yüzünden muktedirlerin keyfi her zaman gıcır.
Muktedir tuzaklara düşmeyen, tüm renklere, görüşlere, farklılıklara saygılı zelal yüreklere, tüm dillerden SELAM OLSUN.
