Tapas ve satya

“Çünkü asıl hikaye kendini zamanla ele veriyor. Ve bu hayatta hikayeler siyah ve beyazdan oluşmuyor, düz bir çizgi üzerinde ilerlemiyor. Bütün hikayeler rengarenk ve döngüsel.” Tapas ve Satya

Ayşe Ay

“Çünkü asıl hikaye kendini zamanla ele veriyor. Ve bu hayatta hikayeler siyah ve beyazdan oluşmuyor, düz bir çizgi üzerinde ilerlemiyor. Bütün hikayeler rengarenk ve döngüsel.” Tapas ve Satya

Bildiğin üzere Chow Chow adında bir papağanım vardı.
Sonra papağanım balkonda kafesinin içinden kapıyı bir şekilde açıp kaçtı. Bu bilinçli bir kaçış değildi. Kapının üstünde gaga taşı vardı. Gaga taşına hızlıca vurunca gevşeyen kafes kapısı açılıverdi ve zavallı Chow Chow kendini doğal yaşam zannettiği şehir karmaşasının tam ortasında buldu.

Ardından üzüldüm, kedilere mi yem oldu diye endişelendim. Sonra bir rüya gördüm, başka bir evde bir papağanla birlikte uçuyordu. Gayet halinden mutlu mesuttu, muhtemelen beni hatırlamıyordu. Rüyama inanmayı tercih ettim. Pozitif olmakta fayda var…

kuş

Bunun üzerine ben de yeni bir kuş, hatta iki kuş arayışına geçtim. Chow Chow evde çok yalnız kalmıştı ve bu beni epey üzmüştü. İki kuş alırsam birbirlerine arkadaş olurlar, ekstra ilgiye ihtiyaç duymazlardı. Mahallenin evcil hayvan dükkanına her gün uğramaya başladım.. Önce kanaryalara baktım, sonra acaba Hint bülbülü mü dedim, bir baktım muhabbet kuşları daha cazip… Kafam karıştı.

Dükkan sahibine makineli tüfek gibi sorular sorup durdum. Sonunda adam benden sıkıldı sanırım. Ben de onun tavrını biraz kaba buldum. Zaten yazda gelmişti. Çok evde durmayacaktım. Kuş alma projemi sonbahara erteledim.

tapas kuş

Geçen ay bir arkadaşım aradı. Turşu adında bir muhabbet kuşu olduğunu fakat kedisi ve köpeği yüzünden kuşla yeterince ilgilenemediğini söyledi. Böylece Turşu bir kanarya kafesi içinde bana geldi.

İlk geldiğinde çok tedirgin ve ürkekti. Kocaman kanarya kafesinin dikey çizgileri tellere tutunup rahatça dolaşmasını engelliyordu.

Tek kanadı doğuştan büyümediği için uçabilmek gibi bir olasılığı da yoktu. Kendi kendine şakır gibi konuşuyor, mahsun mahsun kaderini yaşıyordu. Turşu’ya bir arkadaş şarttı. Hemen mahallenin evcil hayvan dükkanına gittim.

Geçmişteki kırgınlığımızın üstüne sünger çekip ona vefa borcumu ödemeliydim.

Belli ki kindar bir adamdı benim görmezden geldi. Ben de dükkandan çıktım. Karşıyaka vapuruna atlayıp Kemeraltı’ındaki kuşçulara gittim. Tıpkı Turşu gibi beyaz bir muhabbet kuşu aldım. İsmini daha önceden bulmuştum. Tutkulu disiplin anlamına gelen Tapas’tı onun ismi. Tapas’ı üzerinde delikler olan minik bir kutuya koydular.

Tam evime doğru yol alırken telefonum çaldı. Arkadaşlarım Alsancak’taymış. Tapas’la birlikte yanlarına gittik.

Bahçesi olan bir kafede oturduk. Tapas masanın üstündeydi, ona arada “Tapas, Tapas” diye seslendim oda öterek cevap verdi.

Belli ki hayat dolu bir kuştu. Bu arada artık Turşu’nun da yeni bir hayatı olduğu için ismini değiştirmenin doğru olacağını düşündüm. Turşu’ya da dürüstlük anlamına gelen Satya adını verdim.

Akşam eve gelir gelmez Tapas’ı Satya’nın kafesine yerleştirdim. Tapas kutundan çıkınca biraz sersemledi, sonra Satya’yı fark etti.

Kıpırdamadan birbirlerinin gözlerinin içine bakıp kaldılar. Şöyle bir rahatladım. Satya çok uzun süre yalnız yaşadığı için kafesini Tapas’la paylaşmak istememesinden korkuyordum.

Beklentimin aksine ilk günden sanki birbirlerine hayran olup donup kaldılar. Saat gece 12 olmuştu hemen uyudum.

Sabah Tapas ve Satya’nın ötüşleriyle uyandım. Çıkarttıkları melodiler kulağıma oldukça şenlikli ve romantik geliyordu.  Salona gittiğimde bir de ne göreyim Tapas ve Satya yanyana, göz göze, dudak dudak dudağa, dünya umurlarında değil. Aşk, muhabbet enerjisi hem beni hem de evimi boydan boya sardı.

satya

Geriye sadece tek bir endişem kalmıştı. Satya’nın tek kanadı doğuştan kırık olduğu için uçması mümkün değildi. Diğer yandan Tapas sağlıklı bir kuştu ve kanatlarını evin içinde de olsa özgürce çırpmaya ihtiyacı vardı. Dün kafesin kapağını açtım. Tapas uçtu Satya ona bakakaldı.

Sonra Tapas kafesin dışından Satya’nın yanına ilişti. Parmaklıkların ardından birbirlerini seyrettiler.

Tapas kafesin içine tekrar girmek istemediği için onu yakalayıp kafesin içine yerleştirdim. Bugün yine kafesin kapısı açık ama Tapas’ta tık yok. Bana mı kızdı, Satya’yı mı yalnız bırakmak istemiyor hiç bilmiyorum.

Varsın onlar aralarında karar versinler ben seçeneklerimi sunuyorum.

Chow Chow kaçtığında çok üzülmüştüm. Tapas ve Satya’nı gelişiyle neşe ve aşkla doldum. Artık biraz daha iyi anlıyorum. Her şey olması gerektiği için oluyor. Çok sevinmenin ya da çok üzülmenin aslında pek bir anlamı yok. Çünkü asıl hikaye kendini zamanla ele veriyor.

Ve bu hayatta hikayeler siyah ve beyazdan oluşmuyor, düz bir çizgi üzerinde ilerlemiyor. Bütün hikayeler rengarenk ve döngüsel. Görebilmek için sabırlı olup hayata inanmak gerekiyor. Hayatın her ne olursa olsun temelde senin varlığını desteklediğine inanmak…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu