Global bir çok hastalığın pençesinde olan insan , hastalıkların sadece fiziki olarak ölümcül olmadığı sevinciyle hasta olduğunu bilmeden yaşıyor .
Son on beş yılda toplumsal sorunların ayyuka çıktığı bir dönemden geçiyoruz . Boşanma davaları , arazi anlaşmazlıkları yüzünden ölen nice insan , aynı anne babadan olan yüzlerce insanın yıllarca birbiriyle küsmesiyle hasretle yaşama sancıları , uyuşturucu bataklığının girdabında can çekişen yüz binlerce insan …
İnsanın insan ile kavgası ve insanın doğa ile savaşı bitmek bilmedi maalesef ! Kapitalizmin bir yıkım gibi hayatımıza yön vermesi beraberinde paraya ulaşabilmenin her türlü meşruiyetini mubah kılmış , insanî değerleri top yekün ayaklar altına almış durumda . Böylesi kavurucu bir akıma karşı koymanın metodunu başka başka akımlar türeterek , insanlığı rayından çıkardılar . Sosyalizm , komünizm , faşizm ve aklınıza gelebilecek ne kadar izm varsa geliştirip toplumsal bir mühendislikle başarıya ulaştılar . Toplum ajite olmuş , değerler bütünü ile paranın ikileminde batıp çıkan bir hale gelmiştir . Aslında neydi insanoğlunun ulaşmak istediği ? Uğruna savaştığı , kırıp döktüğü insanları , tahrib ettiği doğayı…
Bu şekilde yaşayıp , ölümün her türlü izini kaybettirdiği insanın nasıl bir muhasebesi vardı ya da var mıydı ? Aile kavramından yoksun bireylerin oluşturacağı bir toplum yapısı , meşruiyetinin sınırları olmayan bir toplum ve o toplumun sadece kaostan beslenen bir özelliğinin ortaya çıkması kaçınılmaz oldu . Eğitim , kültür , sinema , edebiyat , şiir vesair dallar , bu topraklarda tarih yazacağı yerde tarihe karışmış durumda . Artık hepimiz kalabalıklar içinde yapayalnız kalmış , hasretini çektiğimiz ne varsa sinemize sindirmiş , ağlayarak birbirimize bakar olmuşuz . Allah sonumuzu hayır eylesin .