– Yolsuzluklara, hırsızlıklara, zulümlere, baskılara, tecavüzlere, savaşlara, rüşvete, torpile, şiddete, inkârlara, yalanlara, sapıklıklara, talanlara, yağmalara, karşı aşı veya aşılar var mı?
– Yok. Bunların aşısı mı olur?
– Neden olmasın?- Saydıkların virüs veya bakteri değil ki.
– Hangisi daha öldürücü. Saydıklarım mı yoksa virüsler, bakteriler mi?
– Tabii ki saydıkların.
– O halde neden birileri, plandemi olduğu anlaşılan pandemi senaryoları için maske, mesafe, yasak, şaibeli aşıları dayatıyor da daha öldürücü olanlar için kılını kıpırdatmıyor?
– O kadarına aklım ermez. Yetkililer böyle uygun görmüş, kurallar koymuşlar. Güvenmek, inanmak durumundayız.
– Diyorsun.
– Sen demiyor musun?
– Her şeyden önce muktedirlere, fetvalara, şaibeli olan hiçbir şeye inanmıyorum ki diyeyim. Saydıklarım için soruyorum sadece.
– Ne soruyorsun?
– Aşı var mı aşı?
Savaşsız, sömürüsüz, baskısız, yasaksız, inkârsız bir dünya dileği taşıyan zelal yüreklere tüm dillerden SELAM OLSUN.
Not: Şahıs, parti, örgüt isimleri sohbet dışıdır.
