Urfalı Müzisyen Sedat Anar, haklı isyanında “Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi UNESCO’ya “Müzik Şehri” başvurusu yapmış. Benim konserlerim sebep gösterilmeden iptal ediliyor.” dedi.
Urfalı Müzisyen-Santurzen Sedat Anar’ın sosyal medyadaki haklı isyanı durup düşündürdü. Anar, yaptığı açıklamada, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin UNESCO’ya “Müzik Şehri” başvurusu yapmasının ironisinden bahsetti. Anar açıklamsında, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin müziğe, müzisyene değer vermediğini, konserlerine birkaç gün kala sebepsiz yere iptal edildiğini belirterek tepki gösterdi.
Şanlıurfa’nın tanıtımında sadece isotun, çiğköftenin değil sanatının da kullanılması gerektiğini vurgulayan Anar, Şanlıurfa tanıtımı için Alişan ve Demet Akalın gibi isimleri çağırmaya devam edin diyerek konserlerini kendisinin düzenleyeceğini ve ücretsiz olacağını duyurdu.
Şanlıurfa’nın önemli isimlerinden olan ve sanatını üst noktalarda icra eden kıymetli müzisyen Sedat Anar’ın Urfa’da sanatın değer görmediğini dile getirdiği açıklamasında şu ifadeler yer aldı;
“Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi UNESCO’ya “Müzik Şehri” başvurusu yapmış. Ben pandemi başlamadan önce konser yapacaktım. Bir sebep göstermeden konsere üç dört gün kala tam dört defa iptal ettiler. Tabii bunu yapanlar utanmadı. Urfalıyım ve 17 yaşıma kadar Urfa/ Halfeti’de yaşadım. Santur çalıyorum ama Urfa’da konser yapabilmem için santurla çiğ köfte yoğurmam gerek.
Urfa’da konser soran dinleyicilerime duyurulur: “Yakın zamanda kendimiz bir konser organize edeceğiz. Belediyedeki arkadaşları da bekliyoruz konserimize. Bilet parası da istemiyoruz:)”
Bir de şöyle bir şey var. Ne zaman Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi hakkında bir twit atsam hemen feyk hesaplardan saldırı oluyor. Haydi size de iş çıktı. Gelin ve saldırın güzelce. Eleştirilmeye bile tahammülünüz yok. Urfa tanıtımına Alişan ve Demet Akalın’ı çağırmaya devam edin.
Şu saatten sonra zaten belediye bünyesinde konser yapmam. Ama gerçekten Urfa Kültürü sıra gecesi, halay ve çiğ köfte ve isottan ibaret değil. Ben anlatamadım bunu. Anlamayacaklarına da çok eminim. Sanattan anladığınız: “Haydi çepik çepik, lo lo le le :))”
