Mir İş Sağlığı Güvenliği Mühendislik Hizmetleri Sorumlu Müdür Erdal Yazar Urfa.com mikrofonlarına İş Güvenliği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
2013 Mayıs ayından bu yana iş sağlığı ve iş güvenliği alanında hizmet veren Mir İş Sağlığı Güvenliği Mühendislik Hizmetleri’nde Sorumlu Müdür ve İş Güvenliği Uzmanı Erdal Yazar hizmetleri ile ilgili belli başlı problemlerin söz konusu olduğunu ve bu alanda en büyük problemin maddi anlamda işverene bağlı olduklarını ifade eden Erdal Yazar sözlerine şöyle devam etti:
“Denetim ve uygulama zorlukları olan bir meslek kolunun maddi anlamda kendisini denetlediği yere bağlı olması bizim için çok büyük bir çelişkidir. Bu da istediğimiz şekilde iş güvenliği alanında güzel uygulamalar yapabilme imkanını zorlaştırmaktadır. İş güvenliği hizmetinin meslekileştirilmemesi;bununla ilgili branş alanlarının üniversitelerde daha yüksek akademik alanlarda eğitimin olmaması iş güvenliği mühendisliği şeklinde bir akademik eğitimin olmaması konunun meslekleşmemesine bununla beraber odalaşmamasına ve yetkisizleşmesine yol açmaktadır. Tabii maddi anlamda işverene bağlı olduğumuzdan dolayı bunlarla beraber istediğimiz uygulamayı sağlayamamaktayız. Yeterince profesyonel meslek erbabı da yetişmiş değil.
Mesela C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı olarak sınıflandırmakta. Bir iş güvenliği uzmanlığı halen başka bir sınıfın uzmanlığının yerine de işe bakabilmekte. Bununla beraber iş yerleri sınıflandırılırken tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli olarak 3 gruba ayrılmasına rağmen az tehlikeli ve kamu kurumlarında iş güvenliği hizmeti zorunluluğu halen belli geçici maddelerle ertelenmektedir. Bunlar tabii 2023 sonuna kadar ertelenmiştir. Bizim buradaki beklentimiz tekrar ertelenmemesi,yeterli personelin oluşturulması, iş güvenlik hizmetine kalite kazandırılabilmesi için normalde uygulamada olan bir yapı denetim sistemi örneği önümüzde var yani iş güvenliği uzmanları bizim gibi hizmet veren firmalar maddi anlamda işverene bağlı değil sadece ve sadece kendi işlerini yaparak hizmetlerinisürdürmektedir.
Bizim iş kolundaki handikapların en büyüğü budur. Bunu aşabilirsek daha kaliteli bir hizmet sunma şansımız var bununla birlikte bu işin gerçekten meslekleştirilmesi odalaşmanın yapılması ve benzeri şekilde çözümlerle ilerletilmesini arzuluyoruz. İş güvenliği uzmanlığını teknik anlamda isimlendirmek ya da şudur budur şeklinde yorumlamak doğru değildir. Tabi bu konu toplumda bir kültür meselesidir zamanla eğitimlerle kültürlenerek gelinmesi gereken bir konudur. Bu da uzun soluklu bir süreç. Tabi bu adımların hızlandırılması da yürütmenin alanında bir konu. Mesela iş yerlerinde denetimlerde bulunuyoruz personellere eğitimler veriyoruz saha içerisindeki eksikliklerin giderilmesine iş verene tavsiyelerde bulunuyoruz bunların yapılabilmesi için de bizim aslında işverenle maddi anlamda bağımızın tamamen kesilmesi gerekiyor. Zira bu konu serbest piyasaya da zemin hazırlıyor çünkü rekabet söz konusu oluyor. Bu denli teknik bir hizmetin serbest piyasa rekabeti şeklinde önünün açılmış olması bizde çeşitli sorunlara sebebiyet vermektedir.
Çok ucuz fiyatlara hizmet vermek durumunda kalıyoruz ki bu da haliyle kaliteden ödün verilmesine neden oluyor. Mesela temelde işini severek yapmak isteyen meslektaşlarımız bu serbest piyasanın doğurmuş olduğu ucuz fiyatlarla iş güvenliği profesyonelleri garson temizlikçi veya insan kaynakları gibi kendi dalıyla alakası olmayan mesleklere yönelmektedir. Bunun önünü alabilmek elbette mümkündür ilgili bakanlıklar bir fiyat skalası belirleyerek serbest piyasanın önünü kapatabilir ve bu meslekle ilgilenen meslektaşlarımızın da işini severek yapmasına ve kendi alanında daha profesyonel çalışmalara imza atacaklarına inanıyorum mesela ilgili bakanlık konusunu kendisi belirleyip ve kendisi dağıtırsa ulusal yapı denetim sistemi gibi temelde büyük bir çözüme dekavuşturulacağını düşünüyorum.”
