Şanlıurfa’nın Tarihi Mekanı Çöplük İçinde

Şanlıurfa’nın Harran İlçesinde bulunan Bazda Mağaraları çöplük içinde yüzüyor.

 

Şanlıurfa’nın tarihi Harran ilçesi sınırlarındaki yaklaşık 2 bin yıllık Bazda Mağaralarının çöplük içinde yüzmesi tepkilere neden oldu.

 

Roma döneminde inşa edildiği tahmin edilen ve Harran’ın kuzeyinde yer alan, ilçeye 19 kilometre mesafede bulunan mağaralar, “Albazdu”, “Elbazde” ve “Bozdağ” isimleriyle de bilinen mağaraları gezmeye gelen bir turist etrafın bakımsızlığından şikayetçi oldu.

 

Bazda Mağaralarına Bakım Yapılsın

 

Urfalı olduğunu ve İstanbul’ya yaşadığını belirten vatandan, Turist rehberliği işi ile uğraştığını ve Türkiye’nin birçok yerindeki tarihi eser ve kalıntıları gezdiğini ifade ederek, son olarak memleketi Şanlıurfa’ya geldiğini ve gördüklerinin karşısında hayrete düştüğünü ifade etti. Tarihi Bazda Mağaralarının duvarlarındaki yazıların ve yerlerde bulunan çöplerin şehrimize yakışmadığını ifade eden vatandaş, yetkililerden yardım talebinde bulundu. Medeniyetin doğuş noktası olan şehrimize yakışmayan görüntülerin olduğunu ifade eden vatandaş, Bazda Mağaralarının çöplerden arınması ile beraber turizmde ileri seviyelere geleceğini belirtti.

 

 

Tarihi Bazda Mağaraları

Harran, Han el-Ba‘rür, Şuayb Antik kenti, Soğmatar turizm yolunun 15. ve 16. km’lerinde yolun solundaki ve sağındaki dağlarda tarihi taş ocakları bulunmaktadır. Bunlardan 16. km’de yolun sağındaki köy içersinde “Bazda”, “Albazdu”, “Elbazde” ya da “Bozdağ Mağaraları” adıyla anılan iki taş ocağı görülmeye değer özellikler taşımaktadır. Çevredeki Harran, Şuayp şehri ve Han el-Ba‘rur yapıları için yüzlerce yıl taş alınması neticesinde her iki mağarada çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiştir. Bunlardan özellikle büyük olanı yer yer iki katlı bir şekilde oyulmuş ve yükseklikleri 10–15 metreye varan ayaklar bırakılarak ortada meydanlar oluşturulmuştur. Ayrıca uzun galeri ve tünellerle dağın çeşitli yönlerine doğru çıkışlar sağlanmıştır.

 

Çok geniş bir alana yayılan dağın dış cephelerinde taş kesilmesi nedeniyle büyük oyuklar meydana gelmiştir. Anadolu’nun belki de en büyük ve en gizemli, gezilmeye değer bu tarihi taş ocağının belli bölümlerinin 13. yüzyılda “Abdurrahman el-Hakkâri”, “Muhammet İbn-i Bakır”, “Muhammed el-‘Uzzar” gibi şahıslar tarafından işletildiği kayalara yazılmış Arapça kitabelerden anlaşılmaktadır.

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu