Şanlıurfa Barosu’ndan Flaş Açıklama

Yaşanan hareketliliğe yönelik Şanlıurfa Barosu, açıklama yaptı. Urfa Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi

h465 7

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk Tabipler Birliği ve Barolar Birliği gibi sivil toplum kuruluşlarının yapısının değiştirilmesine yönelik açıklaması ve Ankara Barosu’nun Diyanet’e yönelik tepkisinin ardından ülkenin gündemi hareketlendi.

Yaşanan hareketliliğe yönelik Şanlıurfa Barosu, açıklama yaptı. Urfa Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

”Cumhurbaşkanının “Baro ve tabip odaları başta olmak üzere” meslek odalarının yapılarının değiştirilmesine yönelik yaptığı çağrının ardından, barolar, Türk Tabipler Birliği ile Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği’ne bağlı (TMMOB) odaların ve diğer meslek örgütlerinin seçim sistemi ve statülerinde değişiklik içeren yasa teklifi için çalışmaya başlamış ve diğer yandan da bu hususu her zaman yapıldığı üzere kamuoyunda tartıştırmak suretiyle bu kuruluşları “öcü” gibi göstererek yalnızlaştırmaya ve bu şekilde yaptıklarını meşru göstermeye çalışma gayretine girmiş bulunmaktadır.

Siyasi iktidar, belirtilen tartışmayı ve yasa değişikliği ile ilgili çalışmasını Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanının dili ve söylemi ile ilgili yaptığı açıklama üzerine inşa ederek meşru gösterme çabası içerisine girmiştir. Daha önceki açıklamamızda da ifade edildiği üzere Ankara Barosunun açıklaması, Avukatlık Kanununda düzenlenen “İnsan Haklarını ve Hukukun Üstünlüğünü Koruma” yükümlüğünden kaynaklanan ve Diyanet İşleri Başkanının diline ve söylemine matuf bir açıklama olup, yapılmaya çalışılanı hiçbir surette meşru veya haklı gösterecek yanı yoktur.

Bu güne kadar hemen her defasında yöneldiği kesimi çeşitli yaftalamalarla yalnızlaştırarak susturmayı ve sindirmeyi kısmen başarmış ve maksadına muvaffak olmuş olabilir. Ancak yanıldıkları ve idrak edemedikleri husus şudur ki; barolar ve bahsedilen meslek birlikleri ve odaları sandıkları ve düşündükleri kadar kolay lokma değildir ve hemen her konuda tüm toplumla hemhal olmuş meslek ve meslek mensuplarıdır.

Siyasi iktidarın bu oyununa ve hamlesine; sadece baroların-avukatların değil, tüm hedef haline getirilen birlik ve odaların, siyasi partilerin, hak savunucularının, insan hakları aktivistlerinin, hakları ihlal edilen ve edileceklerin, adalet isteyenlerin, demokratik bir hukuk devletinde yaşamak isteyenlerin sessiz kalmamaları gereklidir. Zira “İnsan Hakları”, “Hukukun Üstünlüğü”, “Demokrasi”, “Hukuk Devleti” gibi ilke ve değerler sadece barolara verilmiş haklar veya baroların korumasına bırakılmış ilke ve değerler değil; tüm toplumun hatta insanlığın ortak ilke ve değerleri olup, demokratik ve adil bir ortamda yaşamanın olmazsa olmazlarıdır. Bu ilke ve değerleri “avukatlık” mesleğine indirgemek iktidarın bir oyunudur ve yanıltıcı söylemleri ile bu kesimi yalnızlaştırarak, kendilerince bu oyuna karşı çıkartılacak sesi cılızlaştırarak muvaffak olmanın planıdır.

Bağımsız savunmanın, dolayısıyla avukatın varlık sebebi bireyin hakkını korumaktır. Bu sebeple bağımsız savunmaya tanınan her hak aslında bireyin hakkı olup, bağımsız savunmaya yönelik her ihlal, her kısıtlama esasen bireyin/bireylerin bizatihi hakkının ihlali ve kısıtlanmasıdır. Belirtilen bu hak ve durumlar “İnsan Haklarını” ve “Hukukun Üstünlüğünü” korumadan bağımsız düşünülemez. Bu sebepledir ki barolar için bu ilke ve değerleri korumak kanunla yüklenmiş bir yükümlülük ve aynı zamanda zorunluluktur.

Siyasi iktidar, böl-parçala-yönet taktiği ile aynı yerde birden fazla baro ve odalar kurdurmayı ve bu şekilde birbirileri ile çatışan ve uğraşan baro ve odalar yaratmayı hedeflemektedir. Böylece daha önce çeşitli yaftalamalarla sesleri kısılan kesimler gibi akıllarınca baro ve odalar da yalnızlaştırılarak sindirilecek ve istedikleri şekilde yönetebileceklerdir.

Bu güne kadar hemen her otoriter hükümet ve hükümeti ele geçirmeyi planlayan zihniyetler bu maksada matuf girişimlerde bulunmuş; ancak belirtildiği gibi barolar kolay lokma olmadığı için muvaffak olamamışlardır. Bu sebeple bu girişimler de beyhude kalacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu