– Dünyanın sonu mu geliyor dersin?
– Neden?
– Baksana dereler, ırmaklar, göller kuruyor. Özellikle şu deniz salyası olayı çok önemli bence.
– Doğru çok önemli. Ama yalnızca sence ve azınlık bir duyarlı kesime göre.
– Sanmıyorum. Her kes seferber olmuş durumda.
– Dostlar alışverişte görsün. Salyanın ne anlama geldiğini bile bildiklerini sanmıyorum. Gelir geçer diye düşünüyorlar.- Gelip geçmez mi? Doğa güçlüdür, kendini yeniler.
– Öyle değil işte. Her şeyden önce salyanın ne olduğuna bakmak lazım.
– Nedir?
– Latin ve Yunanca bir kavram olan salya, kısaca ağızdan sızan sıvı anlamında olup hastalık belirtisidir. Hatta ölümün belirtisidir. Doğa dâhil her canlı için geçerlidir.
– Örneğin.
Örneğin kuduza yakalanmış canlılarda saldırganlıkla birlikte salyası arttığında en geç bir hafta içinde ölümle sonuçlanır. Kurtuluşu yoktur.
– Doğa için?
– Fark etmez. Söz gelimi köyler, ormanlar, yerleşim yerleri yakılır, sular zehirlenir, canlılar katledilirse doğanın dengesi bozulur, denizlerimizde görüldüğü gibi salyaları artar.
– Yani?- Yobazların, canilerin, doğa düşmanlarının katliamları sonucu doğamız ölüyor. Tabii doğayla birlikte bizler de.
– Çaresi yok mu?
– Bu dayatmacı, koyunları bile göz altına alan yasakçı, duacı, vurguncu, yok aşıdır, maskedir, kısıtlamadır zihniyetleri oldukça çare yoktur.
Doğadan, yaşamdan, yaşatmaktan yana zelal yüreklere tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.