Ya da zenginin malı züğürdün çenesini mi yoruyor?
Zira haftalar haftayı, günler günü tutmuyor bu coğrafyada.
Gündemler borsa gibi.
Ne zaman düşeceğini, kalkacağını, dümenin başındakiler dışında kimse bilmiyor.
İki yılı geçkin süredir yaşamı zehir eden pandemi, gündem önceliğini korusa da eski gücünde değil.
Birbirini tutmayan söylemler, abartılı uygulamalar, soruların artması, cübbelilerin de dâhil olduğu aşı fetvaları, bitmeyen dozlar, şaibeler, varyantlar, yeni senaryoların eklenmesiyle inandırıcılığı giderek azalıyor.
Şairin dediği gibi bazılarının derdi geçim, bazılarının seçim, bazılarının da boyunun uzunluğu.
Birkaç ay öncesine kadar Afganlılarla, Suriyelilerle, yangınlarla, sellerle yatıp kalkıyorduk.
Bugün dolar indi mi, bindi mi, kimin cebi boşaldı, kimin ki doldu, ucuzluk olacak mı, kim kimin gözünde görüyor sohbetlerindeyiz.
Yasaklar, yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar, kadın cinayetleri, baskılar, inkârlar için söylenecek söz yok.
Her zaman ki değişmeyenlerimiz onlar.
Oysa her şey ortada, gözler önünde.
Gören görüyor, görmeyen için zaten sorun yok.
Kim aç, kim tok, kim barınamıyor, kim geçinemiyor?
Kimin derdi kimi geriyor belli değil.
Tüm zelal yüreklere tüm dillerden SELAM OLSUN.
