CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine sosyal medyada hakaret eden genç kızın şikayetini geri çekti.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı, kendisine sosyal medya hesabı üzerinden hakaret eden şahısları şikayet etme yetkisi vermişti. Facebook üzerinde bir genç kız, Kılıçdaroğlu’na hakaret ettiği gerekçesiyle Kılıçdaroğlu’nun avukatı tarafından dava açıldı. Hakaret eden kişilerin dosyaları soruşturma başlatıldıktan sonra Kılıçdaroğlu’nun onayına sunuluyordu.
Dava dosyalarını inceleyen Kılıçdaroğlu, dosyada bir genç kızın 18 yaşının altında olduğunu fark ederek davanın geri çekilmesi talimatını verdi.
Hiçbir çocuğumuzun hâkim karşısında yargılanmasına gönlüm razı olmaz
Davanın geri çekilmesinin ardından kendisine hakaret eden genç kıza bir mektup yazan Kılıçdaroğlu, mektubunda şu ifadelere yer verdi;
“Sevgili H.. diye hitap ederek Başladığı Mektup;
Facebook sayfandan bana hakaret ettiğin iddiasıyla hakkında Ankara Çocuk Mahkemesi’nde ceza davası açıldığını öğrendim. Sosyal medya hesaplarından yapılan hakaretlere ilişkin, avukatlarımın şikâyet dilekçeleri üzerine soruşturma yürütülmekte ve davalar açılmaktadır. Hakaret edenlerin kimlikleri soruşturma sonunda ortaya çıkmaktadır. Olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğun anlaşılıyor. Siyasal düşüncen, inancın ne olursa olsun, sen ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz genç bir arkadaşımızsın. Siyasetin amacı ve bizim varlık sebebimiz, sizlere, sizinle birlikte daha özgür, daha aydınlık bir Türkiye hazırlamak olmalıdır. Bu nedenle paylaşımın içeriği hakaret olsa dahi hiçbir çocuğumuzun hâkim karşısında yargılanmasına gönlüm razı olmaz. Şüphesiz yargı kararı olmadan senin bu suçu işlediğini peşinen ifade etmem evrensel hukuka ve vicdana aykırıdır. Ancak suç tarihinde yaşı küçük bir evladımızın soruşturma sonunda ulaşılan delillere göre hâkim karşısına çıkıp kendini savunmak zorunda kalması dahi gönlümün kabul edebileceği bir husus değildir. Avukatlarıma talimat verip derhal şikâyetten vazgeçmelerini istedim. Sizlere, kutuplaşmanın olmadığı, barışın, kardeşliğin hâkim olduğu, uzlaşma dili ve kültürünün yerleştiği bir ülke teslim edebilirsek gönül rahatlığı içerisinde görevimizi yaptığımızı düşünebileceğim. Sana ve ailene en samimi selam ve saygılarımı sunuyor, sevdiklerinle mutlu bir gelecek diliyorum.”
