Bugün 12 Eylül.
Vahşetin, yobazlığın, zulmün, utancın adı.
Daha doğrusu sayısız benzerlerinden birinin daha adı.
Yazılmayan, çizilmeyen, söylenmeyen ne kaldı bilemiyorum.
Sonrasında her gün 12 Eylül’den beter oldu.
Başardılar.
Hep aynı söylemlerle, simgelerle, hamasetlerle geldiler.
Devlet otoritesini tesis etmek, huzuru tesis etmek, birliği-beraberliği sağlamak, vatan, millet, bayrak değişmeyen argümanları oldu.
Oysa aynı merkezden yönetilen her sıkıyönetim, OHAL, yasaklar, darbeler gibi kara günün amacı da aynıydı.
Bilinçlenen halkı sindirme, yükselen hak ve özgürlük taleplerini bastırmak, farklılıkları yok etmek yerine biat eden, sorgulamayan, boyun eğen bir toplum yaratmak.
Başardılar.
Haklar, özgürlükler, adalet, hukuk bilim sıfırlanırken hurafeler, fetvalar, bayraklar, heykeller, hamasetler, tek yanlı dayatmalar yükseldi.
Bugün 12 Eylül 2021.
Ne durumdayız?
Maske, mesafe, yasak, kısıtlama, HES, aşı, PCR, İBAN, yangınlar, felaketler, hukuksuzluklar, şiddet, sonu gelmeyen baskılar.
Başardılar.
Tüm darbelere, darbecilere, yasaklara, katliamlara, katliamcılara, cellatlara tek değil tüm dillerden LANET OLSUN.
